Son günlerde yaşanan siyasi ve hukuki gelişmeleri siyaset bilimi ile açıklamak gerçekten zor. Aslında zor değil de, anlaşılır bir şekilde ifade edebilmek çok güç . Bir tarafta cumhurbaşkanlığı dahi tartışmalı olan bir cumhur ittifakının ülkeyi yönetiyor olması, diğer tarafta Türkiye’nin ve Avrupa’nın gözde şehri İstanbul Büyükşehir Belediyesini yöneten Ekrem İmamoğlu.

Ülkeyi yöneten cumhur ittifakının Cumhurbaşkanı , Recep Tayyip Erdoğan hemen her alanda özellikle de ekonomi yönetiminde büyük başarısızlıklar yaşarken, ayyuka çıkmış yargıya müdahale iddialarıyla baş etmeye çalışırken, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığını ikinci dönemdir başarıyla sürdüren ve ülkeyi yönetmeye aday olarak yola çıkan Ekrem İmamoğlu’na ve kadrolarına hatta ilçe belediye başkanlarına operasyon yapılarak Ekrem İmamoğlu’nun suç örgütü lideri gibi kamuoyuna lanse edilmek istenmesi “siyasi intihardan” başka bir şey olamaz. Bunun nedeni de olsa olsa “kaybedecek olmanın telaşı ” ile açıklanabilir. Evet, bu bir siyasi intihardır.
Yapılan tüm kamuoyu yoklamalarında Ekrem İmamoğlu açık ara öndeyken, Ekrem İmamoğlu’na ve arkadaşlarına operasyon düzenlemek sadece Ekrem İmamoğlu’nu ve arkadaşlarını kahramanlaştırır. Nitekim de sokaklara inen yüz binlerce insan , Avrupa’dan gelen yoğun baskılar, baroların peş peşe karşı açıklamalar yapması, borsanın dip yaparak düşmeye devam etmesi , dövizin yükselişi be gerçeği gözler önüne seriyor. Ekrem İmamoğlu ve arkadaşları artık birer halk kahramanı.
Ülkeyi çok zor günler bekliyor diyebilir miyiz? Evet, sanırım oldukça sıkıntılı bir döneme giriyoruz. Ekrem İmamoğlu tutuklanabilir mi? Evet, tutuklanabilir. CHP’ye kayyım atanabilir mi ? Evet, atanabilir. Ama bu ülke insanı işgal altındaki topraklarını canı pahasına savunmuş ve dünyada ilk kez ulusal kurtuluş savaşını kazanarak sömürge devletlere karşı bağımsızlığını ilan etmiştir. Bu gerçeğin unutulmaması gerekir.
“Ama o zaman Mustafa Kemal Atatürk vardı.” Dediğinizi duyar gibiyim. Doğru o zaman Mustafa Kemal Atatürk vardı. Ancak bu topraklarda Mustafa Kemaller hiç bitmez ki…