
Günümüz Türkiye’sinde toplumsal sorunlara sahip çıkma adına ön saflarda yer alan sivil toplum örgütlerinin var olması; toplum adına oldukça sevindirici. Muhalefet ve ana muhalefet partilerinin izlediği etkisiz siyaset sonucu toplumda tırmanmaya başlayan öfke duygusunun giderek mücadeleye dönüşmesi yolunda önemli adımlar atan ve bu konuda çok ciddi mesafeler kat eden sivil toplum örgütleri; topluma moral aşılıyor. Temennimiz sivil toplum örgütlerinin ortaya koyduğu muhalefet anlayışının siyasi partiler tarafından da benimsenerek toplumsal beklentilere uygun siyaset yapılmasıdır.
Bugün; toplumsal sorunlara karşı son derece duyarlı tavır sergileyen, sivil toplum örgütlerinin bilinen klasik davranışların dışına çıkarak adeta ana muhalefet partisinin görevini üstlenen Atatürkçü Düşünce Derneği’nin Adana Şube Başkanı Sayın Mehmet Göl ile birlikteyiz. Sohbet konumuz malum; ne olacak bu ülkenin hali…
Yeni dernek binasında ziyaret ettiğimiz Başkan Mehmet Göl“ öncelikle sizlere binamızı gezdireyim “ diyerek, yeni taşınmış oldukları binanın odalarını gezdirmeye başlıyor. Toplantı salonu, kütüphane odası, bekleme odası, mutfak derken başkan odasını geziyoruz. Taşınılan bina çok merkezi ve bilinen bir yerde; üstelik çok da kullanışlı; toplantı salonu büyük, odalar geniş. Adana’yı hiç bilmeyen ya da daha önce Adana’ya hiç gelmemiş insanların dahi kolaylıklı bulabileceği yerde… Yüzme Havuzunun giriş kapısının karşısı ,diye tarif etmek yeterli. Hangi yüzme havuzu diye sormaya gerek yok; çünkü yüzme havuzu dendiğinde tüm Adanalılar, Adana’nın ilk yüzme havuzundan bahsedildiğini bilir. Sadece Adana’yı bilmeyen kişiler için eklenir; Kurtuluş Mahallesindeki yüzme havuzu, hani Amerikan pazarının yanındaki…
Bizler odaları incelerken, yeni nişanlanan sekreterimiz Eylem Polat elinde çay tepsisi ile yanımızda beliriyor. Kendisini kutlayarak, darısı düğününe diyoruz.
Metin Kala: Sayın başkanım öncelikle yeni yeriniz hayırlı olsun.
Mehmet Göl: Çok teşekkürler Metin Bey. Gördüğünüz gibi, henüz tam yerleşemedik; ama hafta sonuna kadar tam olarak yerleşmiş oluruz.
Metin Kala: Sanırım zamansız geldik; umarım sizi rahatsız etmiyoruz?
Mehmet Göl: Hayır olur mu Metin Bey, siz ev sahibi sayılırsınız, çayları içelim şu masaların yerlerini değiştirmemize yardım edeceksiniz, diyor gülerek.
Tabii ki diyerek; ışıklandırmanız yetersiz mi sorusunu sorduğumda, kahkahalar yükseliyor odadan ( konuyu değiştirmek istediğim anlaşılıyor)
Metin Kala: Sayın başkanım bizlere kendinizi tanıtır mısınız?
Mehmet Göl: Osmaniye İline bağlı Düziçi İlçesinin Bostanlar Köyünde doğdum. Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesinden mezun oldum.
Güzel Yurdumun güzel köşelerinde Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmeni olarak görev yaptım. Otuz yıla yıla yakın çalışma hayatımın hemen hepsi idarecilikle geçti. Öğretmen Okulu Müdürlüğü, Eğitim Enstitüsü Müdürlüğü ve İl Kültür Müdürlüğü görevlerinde bulundum. Türkiye öğretmen örgütlenmesinde T Ö S ve T Ö B D E R Başkanlığı yaptım. 12 Eylülde askeri darbesinin gazabına uğrayanlardanım; ancak yargılama sonunda aklanarak beraat ettim. Çukurova Üniversitesi Eğitim fakültesinde Öğretim Görevlisi olarak çalıştım. Şu anda Atatürkçü Düşünce Derneği Adana Şubesi başkanlığı yapıyorum
Metin Kala: İlahiyat Fakültesi mezunu bir insanın ADD Şube Başkanı olması nasıl bir şey? Bildiğiniz gibi Din ve Atatürk kelimesini yan yana getirmeyen hatta birbirinin karşıtıymış gibi göstermeye çalışan çevreler var.
Mehmet Göl: İlahiyatçı kimliğimle; Atatürkçü Düşünce Derneği Başkanı olmak çok güzel bir duygu… İlahiyatçı bir Atatürkçü olmak her zaman onur ve övünç kaynağım olmuştur. Yurdunu ve halkını seven, Yüce Tanrı bilincini taşıyan, Hz. Muhammed’i tanıyan her Müslümanın, Atatürk’e minnet ve şükran borcu vardır. Atatürk olmasaydı bugün camilerimizde beş vakit ezan okunamazdı, Müslümanlar Yüce Tanrı’nın huzurunda özgürce secdeye varamazdı. Bunları düşünen, Kur’an’ın uyarılarına kulak veren ve aklını kullanan her ilahiyatçı “Atatürkçü” olmak zorundadır.
Metin Kala: Söyledikleriniz tamamına yürekten katılıyoruz Mehmet Bey. Atatürk’ü ve ADD’yi yeterince bilmeyen, tanımayan insanlar adına; ADD nedir, ne değildir gibi bir soru sormak istiyorum.
Mehmet Göl: ADD; aklın ve bilimin aydınlığında Laik Cumhuriyetten yana taraf olmaktır. Atatürk Devrim ve İlkelerine yürekten bağlanmak, çalışmak, üretmek ve paylaşmaktır. Tembellik değildir, miskinlik değildir, teslimiyet hiç değildir…
Metin Kala: Atatürkçü Düşünce Derneği, hangi tarihte kuruldu; derneğin temel amacı nedir?
Mehmet Göl: Atatürkçü Düşünce Derneği 19 Mayıs 1989 da, Atatürk İlkelerini ve Devrimini kitlelere tanıtmak ve sonsuza dek yaşatmak amacıyla kuruldu.
Onursal Genel Başkanımız Ord.Prof.Dr.Hıfzı Veldet Velidedeoğlu,kurucu Genel başkanımız Devrim Şehidimiz Prof.Dr.Muammer Aksoy’dur.
Genel Başkanlarımız sırayla:
1- Prof Dr. Muammer Aksoy
2- Celil Gürkan
3- Prof.Dr. Nejat kaymaz
4- Arif Çavdar
5- Prof Dr Özer Ozankaya
6- Süreyya Şehidoğlu
7- Suphi Gürsoytırak
8- Burhan Apaydın
9- Güngör Özden
10-Halil İbrahim şahin
11-Ertuğrul Kazancı
12-M.Şener Eruygur
Ve şu anki Genel Başkanımız Tansel Çölaşan.
Metin Kala: Amaçlarınıza uygun çalışmalar yaptığınızı ve başarılı olduğunuzu düşünüyor musunuz?
Mehmet Göl: Elbette ki amaçlarımıza uygun çalışmalar yapıyoruz; ancak düşlediklerimizin hepsini gerçekleştirebildiğimizi söylemek mümkün değil. En iyiye yakın olmak için yoğun çaba harcıyoruz.
M. Kala: Bugün için ne tür faaliyetlerde bulunuyorsunuz, gelecekte ki hedefleriniz neler?
Yıllık çalışma programımızda hedeflediğimiz etkinlikleri gerçekleştirmeye gayret ediyoruz. Belirli günler ve haftalarda konusunda uzman bir konuşmacının sunumu eşliğinde seminer düzenliyoruz. Ayrıca her Salı günü güncel konuların işlendiği toplantılar yapıyoruz. Buna Devrim Şehitlerimizin anılması örnektir. Her yıl Devrim şehitlerimiz Uğur Mumcu ve Kubilay’ı görkemli törenlerle anıyoruz. Lozan Barış antlaşması törenleri,19 Mayıs,29 Ekim yürüyüşlerinde Atatürkçü Düşünce Derneği Adana Şubesi bölgemizde her zaman motor görevi üstlenmektedir. 10 Kasım Anıt Kabir ziyaretine her yıl en az iki otobüs dolusu üyelerimizle katılıyoruz.
Ayrıca ihtiyacı olan öğrencilere elimizden geldiğince burs desteği sağlamaya çalışıyoruz. Bu konuda Atatürk’e ve Atatürkçü düşünceye değer veren, inan her Atatürkçüden destek bekliyoruz. Eğitimine destek olunan her genç, karanlığın içinden çekilip alınır inancı taşıyoruz.
M. Kala: ADD olarak son yıllarda bilinen dernek anlayışının dışına çıkarak, iktidara karşı sert bir tutum sergilemenizin, adeta iktidarın karşısına dikilmenizin nedeni nedir? Bir 29 Ekim 2012 kutlamalarında olduğu gibi.
Mehmet Göl: Genel Merkezimizin çalışmaları doğrultusunda genel yönetimin yanlışlarını her zaman, her yerde ve her durumda eleştirmeye karşı durmaya devam edeceğiz. Atatürkçüler Laik Cumhuriyetin korunması ve kollanması konusunda kararlıdırlar. Bu konuda yol göstericimiz Mustafa Kemal Atatürk’tür. Gençliğe Hitabedir ve Bursa Nutkudur. Gafletin, dalaletin ve hatta hıyanetin affı yoktur.
Çıkış noktamız “Yurtta ve dünya ’da barış”, varış noktamız “ULUSAL BİRLİK ve BÖLÜNMEZ BÜTÜNLÜK ”tür.
Metin Kala: AKP iktidarını Laik, Cumhuriyet açısından bir tehdit olarak görüyor musunuz?
Mehmet Göl: Ne yazık ki evet; Atatürk Cumhuriyetinin, demokrasisinin nimetlerinden faydalanarak iktidara gelenler Laik Cumhuriyeti ve kazanımlarını açık ve net olarak tehdit eder duruma gelmiştir. Din ve inanç istismarının doruk noktasına ulaşıldığı şu günlerde sözde demokratik anayasa söylemleriyle bölünmenin kılıfı hazırlanıyor. Anayasanın dokunulamaz maddeleri her gün saldırıya uğruyor. Terör önlenemediği gibi terörist başı ile pazarlıklar yapılıyor. TÜRK sözcüğü adeta yasaklı cümleler arasında yerini aldı. Daha ne kaldı?
Ama biz tehlikenin farkındayız. Dikkatle izliyoruz. Bir gün “Keserin ve sapın döneceği” inancını hiç; ama hiç yitirmedik. Yineliyoruz “GAFLETİN VE DALALETİN VE HATTA İHANETİN “ affı yoktur. Biz var oldukça, Atatürkçü anlayış var oldukça asla kazanamayacaklar. Mondros’la yatıp Sevr’le kalkanların korkulu rüyası; Lozan’dır. Ulusal sınırlarımız bütündür, asla parçalanamaz. Hiçbir güç bir taş bile koparamaz güzel yurdumdan. Biz varız. Bu sınırlar, kanla irfanla kurulan Cumhuriyetin sınırlarıdır. Temellerinde İnanç irade ve kararlılık vardır. Biz Atatürkçüler var olduğu sürece aksini düşünen alçaklar kaybetmeye mahkûmdur.
M. Kala: Sizce var olan tehlike karşısında ne yapmalı; ADD olarak ne yapacaksınız.
Mehmet Göl: Güzel soru; ne yapmalı? Şikâyet etmenin, dert yanmanın ötesinde harekete geçmeli; güzel yurdumun en uç köşelerinden başlamak üzere kent kent, mahalle mahalle, sokak sokak, gerekiyorsa ev ev gidip anlatılmalı insanlara. Kanla, irfanla kurulan cumhuriyeti bekleyen tehlikenin ne olduğunu… Bu iş ancak el ele vermekle, can cana olmakla mümkün olur. Tıpkı işgal yıllarındaki gibi… Kadını-erkeği, yaşlısı –genci, sağcısı -solcusu bu vatanı seven herkes milli güç oluşturmalı. Atatürkçü Düşünce Dernekleri motor görevini üstlenmelidir. Siyasi Partiler; gereksiz ve sonuçsuz tartışmaları bir kenara bırakarak harekete geçmelidir. Herkesin hareket noktası” Söz konusu Vatansa Gerisi Teferruattır “ sözü olmalıdır…
Metin Kala: Haklısınız Mehmet Bey. Şikâyet dönemi kapandı. Herkes; ama elinden geleni ortaya koymalı. Toplumu uyarma, uyandırma görevini yerine getirmelidir. Hiç durmadan çaba harcamak, daha çok çaba harcamak “ Vatan Görevidir”… Gelişen olaylara seyirci kalanlar, vatan sözcüğünün anlamını bilmeyenlerdir. İyi ki varsınız ADD, iyi ki varsınız Mehmet Göl…
14.03.2013
Ulus Gazetesi