Bir bilinmezlik öyküsü; taşeron işçisine kadro…

tarafından
9616

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Julide Sarıeroğlu’nun Tweetiyle başlayan süreç, başvuru tarihlerinin son bulmasıyla gergin bir bekleyişe dönüştü.

Herhangi bir hak kaybına uğramamak adına hiç düşünmeden atılan imzalar, doldurulan formlar, sunulan dilekçeler sonrası bilinmezliklerle dolu bir sürecin başladığını gören taşeron işçisi oldukça tedirgin. Kadro beklentisi içerisindeyken bir anda kapı önüne konulabileceğini düşünen taşeron işçisi, cevap bulamadığı onlarca soru ile adeta isyanları yaşıyor.

Düzenleme öncesi yapılması gerekenler yapılmadı, konu olması gerektiği gibi yasalaşmadı. Konunun tarafları muhatap alınmadı, kamuoyu bilgilendirilmedi. Mecliste ise hiç görüşülmedi. Her şey; ama her şey dayatma ile düzenlendi. Bizlere ister imzala kabul et, istemezsen güle güle dendi. Düzenleme yöntemi anayasaya aykırı, düzenlemenin içeriği anayasaya aykırı. Böyle bir şey olabilir mi (?)diyor taşeron işçisi.  Düzenleme taşeron işçisine değil, yandaş taşeron işçisine yapılmıştır diye de ekliyor.

Sınavların nerede, nasıl kimler tarafından yapılacağı, değerlendirmelerin nasıl olacağı konusunda hiçbir bilgimiz yok. Böyle bir şeye neden gerek duyuldu? Eğer yaptığımız işi bilmiyorsak bugüne kadar nasıl çalıştık?  Güvenlik soruşturması da ne oluyor? İşe başlarken tüm soruşturmalar yapılmadı mı? Adli sicil belgeleri verilmedi mi? Şimdi böyle bir uygulamaya gerek duyulmasının nedeni ne? Devletin kurumu olan nüfus müdürlüklerinden aile kaydı istediğinde anne babanızla birlikte sizin bilgileriniz veriliyor bir de evliyseniz eşinizin.  Oysa güvenlik soruşturması formunda kardeşlerimizin dahi adresleri soruluyor. Yani devletin kurumunun size vermediği bilgileri devlet sizden istiyor, bu nasıl bir uygulama diyor taşeron işçileri…

Taşeron işçilerin bir kısmının kadroya alınması, bir kısmının kadro dışı bırakılması, aynı iş yerinde aynı işi yapan işçilerin farklı ücretlerle çalıştırılması ne yasalara uygundur, ne de vicdanlara diyor taşeron işçisi. Haklılarda… Eğer bir düzenleme yapılıyorsa taşeron işçilerinin tamamının kadroya alınması gerekirdi. Üstelikte kayıtsız, şartsız olmalıydı.  Sınav şartı konulmasının mantığını anlayabilmek mümkün değil.

Taşeron işçisi tüm bilinmezliklere rağmen gerekli başvuruları yaptı, derin bir sessizlik içerisinde olacakları bekliyor. Bekleyip, göreceğiz diyor.

Başvuru sürecinden sonraki süreçle ilgili DİSK’e bağlı Devrimci Sağlık İş Sendikası Çukurova Bölgesi Şube Başkanı Hüseyin Türkmen ile görüştük. Konuyla ilgili sorularımızı yönelttik. Hüseyin Türkmen’in süreç ile ilgili eleştirileri, endişeleri de pek farklı değil; hükümet yetkilerini aşarak anayasaya aykırı bir düzenleme yapmış, konuyu oldubittiye getirmek istemiştir diyor. İşçi Konfederasyonlarının temsilcileriyle görüşülmeden, kamuoyu bilgilendirilmeden, mecliste her yönüyle tartışılmadan, meclisin onayına sunulmadan böyle bir düzenleme yapmak; anayasayı tanımıyorum demektir diye de ekliyor. 

Metin Kala: Sonuçta şu veya bu şekilde uygulamaya geçilmeye başlandı. İşçiler istenen belgeleri tamamlayarak başvurularını gerçekleştirdiler. Bundan sonraki süreç nasıl işleyecek?

Hüseyin Türkmen: İnanın bundan sonraki süreci kimse tam olarak bilmiyor. Buna hükümetin kendisi de dâhil. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Julide Sarıeroğlu ayrı, Başbakan Binali Yıldırım ayrı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ayrı açıklama yapabiliyor. Bilinen şey sınavın yapılacağı, emeklisi gelenlerin emekliye sevk edileceği, emekli çalışanın işine son verileceği bunun dışında çok fazla şey bilinmiyor.

Metin Kala: 696 Sayılı KHK’dan faydalanacak olan taşeron işçilerinin sayısı belli mi? Ne kadar işçi faydalanacak? Hangi kurumlar düzenleme kapsamında?

Hüseyin Türkmen: İnanın bu konu dahi muallak; yani faydalanacak işçi sayısı.  Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Jülide Sarıeroğlu 450 bin işçimiz yararlanacak diyor; Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 900 bin civarında taşeron işçisi faydalanacak diyor. Ancak süreç tamamlandığında gerçek sayıları öğrenebileceğiz. Kapsama alınan kurumlar belli. Bunlar; Genel bütçe kapsamındaki kamu idareleri, özel bütçe kapsamındaki idareler, düzenleyici ve denetleyici kurumlar, Sosyal Güvenlik Kurumları, KHK ekinde listesi bulunan diğer özel bütçeli kuruluşlar olarak açıklandı. İsterseniz kapsam alanında olan kurumları tek tek açıklayalım.

Genel Bütçe Kapsamındaki İdareler;

TBMM

Cumhurbaşkanlığı

Başbakanlık

Anayasa Mahkemesi

Yargıtay

Danıştay

Hâkimler Savcılar Yüksek Kurulu

Sayıştay

Bakanlıklar (21 adet)

Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği

Jandarma Genel Komutanlığı

Sahil Güvenlik Komutanlığı

Emniyet Genel Müdürlüğü

Diyanet İşleri Başkanlığı

Hazine Müsteşarlığı

Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlığı

Devlet Personel Başkanlığı

Türkiye İstatistik Kurumu

AFAD

Gelir İdaresi Başkanlığı

Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü

Meteoroloji Genel Müdürlüğü

Basın-Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü

Göç İdaresi Genel Müdürlüğü

Özel Bütçe Kapsamındaki İdareler;

Yükseköğretim Kurulu (YÖK)

Üniversiteler (114 adet)

ÖSYM

İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü

Savunma Sanayi Müsteşarlığı

Atatürk Dil Ve Tarih Yüksek Kurumu

Atatürk Araştırma Merkezi

Türk Dil Kurumu

Türk Tarih Kurumu

TODAİE

TÜBİTAK

Türkiye Bilimler Akademisi

Türkiye Adalet Akademisi

Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu

Karayolları Genel Müdürlüğü

Spor Genel Müdürlüğü

Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü

Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü

Orman Genel Müdürlüğü

Vakıflar Genel Müdürlüğü

Türkiye Hudut ve Sahiller Sağlık Genel Müdürlüğü

Maden Teknik ve Arama Genel Müdürlüğü

Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü

Türk Akreditasyon Kurumu

Türk Standartları Enstitüsü

Türk Patent ve Marka Kurumu

Ulusal Bor Araştırma Enstitüsü

Türkiye Atom Enerjisi Kurumu

KOSGEB

Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı (TİKA)

GAP Bölge Kalkınma İdaresi

Özelleştirme İdaresi Başkanlığı

Kamu Denetçiliği Kurumu

Ceza İnfaz Kurumları İle Tutukevleri İşyurtları Kurumu

Mesleki Yeterlilik Kurumu

Yurtdışı Türkler Ve Akraba Topluluklar Başkanlığı

Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı

Anadolu Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı

Konya Ovası Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı

Doğu Karadeniz Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı

Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü

Türkiye Su Enstitüsü

Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu

Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu

Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı

Helal Akreditasyon Kurumu

Denetleyici ve Düzenleyici Kurumlar;

Radyo ve Televizyon Üst Kurulu

Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu

Sermaye Piyasası Kurulu

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu

Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu

Kamu İhale Kurumu

Rekabet Kurumu

Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu

Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu

Kişisel Verileri Koruma Kurumu

Sosyal Güvenlik Kurumları;

Sosyal Güvenlik Kurumu

Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğü

KHK Ekinde Listesi Bulunan Diğer Özel Bütçeli Kuruluşlar;

Atatürk Orman Çiftliği Müdürlüğü

Avrupa Birliği Eğitim ve Gençlik Programları Merkezi Başkanlığı

Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanlığı

Kalkınma Ajansları

Milli Savunma Bakanlığı Akaryakıt İkmal ve Nato Pol Tesisleri İşletme Başkanlığı

Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu Başkanlığı

Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlıkları

Ereğli Kömür Havzası Amele Birliği ve Biriktirme Yardımlaşma Sandığı

Spor Genel Müdürlüğü Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürlükleri

Kanunla kurulan fonlar ve kefalet sandıkları

Milli Piyango İdaresi Genel Müdürlüğü

Spor Toto Teşkilatı Başkanlığı”

Kadro kapsamına alınan kurumlar bunlar.

Metin Kala: Peki, kadro kapsamına alınan kurumlarda çalışan taşeron işçiler ne zaman, nasıl bir sınavdan geçirilecek, sınavı kim ya da kimler yapacak, değerlendirme nasıl olacak? Kazanamayanın durumu ne olacak?

Hüseyin Türkmen: Bu konularda henüz netleşmiş değil. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı “ Sınavlar formalite olacak, herkes kazanabilir” diyor. Öyleyse sınav neden yapılıyor sorusu akla geliyor. Sınav tarihleri, yer ve zamanları duyurulacak deniliyor, ne zaman duyurulacak onu kimse bilmiyor. Sınavları herkes kazanabilir deniliyor; ama sınavı kazanamayanlar geçiş yapamayacak deniliyor. Kısaca bilinmezlikler ve çelişkili açıklamalar devam ediyor.

Metin Kala:  Yapılan düzenlemelerle ilgili durum değerlendirmesi yapacak olursanız, taşeron olarak çalışmak mı daha avantajlıydı yeni durumda çalışmak mı?

Hüseyin Türkmen:  Genel anlamda kadroya geçiş elbette ki daha avantajlıdır. Kadroya geçecek olan taşeron işçileri şanslı. Ancak kadro kapsımı dışında bırakılanlar için aynı şey söz konusu değil. Çünkü onlar kadroya geçmiyor, aynı koşullarda, aynı maaşla, aynı haklarla çalışmaya devam edecekler, sadece işverenleri değişiyor, hepsi bu. Üstelik sağlık sektöründe çalışan taşeron işçilerin özel durumu var. Yıllarca süren hukuk mücadelesi sonunda kazanılmış hakları var. Yapılan düzenlemeden faydalanabilmek için kazanılmış haklardan vazgeçme koşulu dayatılıyor. 

Örneğin bizlerin; yani Adana Devrimci Sağlık İş Sendikasının kazanılmış hakları gasp ediliyor.  Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının müfettişlerinin “ Kamu işçisi olduğumuz “ yönündeki raporu, hukuk mücadelesi sonunda kazandığımız “Sağlık Hizmetlerinde Taşeron İşçi Çalıştırılmaz, Kadrolu olmaları gerekir” yönündeki mahkeme kararı yok sayılarak, haklarımızdan vazgeçmemiz isteniyor. Sizler şu an çalıştığınız hak ve ücretlerle geçiş yapacaksınız; ancak öncelikle kazanmış olduğunuz haklarınızdan vazgeçmelisiniz deniliyor.  Oysa bizlerin kamu işçisi olduğuna dair, kadroya alınmamız gerektiğine dair müfettiş raporları var, mahkeme kararları var. Bizler DİSK’e bağlı Devrimci Sağlık İş Sendikası olarak yeni bir mücadele sürecini başlatacağız. Haklarımızı sonuna kadar koruyacağız.

Metin Kala: Gerçekten bilinmezliklerle dolu zor bir süreç yaşanıyor.  Ne deniliyorsa yapıldı. Belgeler istendi; istenen belgeler verildi. Haklarından vazgeçeceksin denildi; haklarından vazgeçtiğine dair imzalar verildi. Şimdi de sınava gireceksin deniliyor; o da olacak, sınava da girilecek. Ya kazanamadın denilirse, ya güvenlik soruşturmasına takıldın denilirse? O zaman ne olacak? İşinden, ekmeğinden mi olacak taşeron işçisi? Hükümet bu konuyu yeniden ve dikkatlice düşünmek zorunda; toplumsal barış için başka yol yok.

Umarız uyarılar dikkate alınarak gerekli düzenlemeler yeniden yapılır. Düzenleme anayasanın eşitlik ilkesine uygun hale getirilerek, tüm taşeron işçilerini kapsar, sınav şartı kaldırılır gergin bekleyiş mutlu son ile biter. Umarız…

16 Ocak 2018

Çukurova Barış Gazetesi