Toplum olarak yasal, anayasal haklarımıza sahip çıkmaz, çıkamazsak her zaman ,her dönem yasal , anayasal haklarımız çiğnenmeye, gasp edilmeye devam eder. Aynı şekilde başkalarının yasal ve anayasal hak ve yetkilerini aşarak, yasalara , anayasa aykırı olarak iş ve işlem yapmasına aleni yok saymasına göz yumar ,sessiz kalırsak süreç aynı şekilde devam eder; yani yasa , anayasa tanımazlık sürer gider.

Ülkede çok büyük sosyal sorunlar var. Yabancılar sorunu giderek büyüyor ve çok tehlikeli noktalara ulaştı. Ekonomik sorunlar ise ülkeyi adeta yaşanamaz duruma getirdi. İnsanlar artık beslenme , barınma, güvenlik gibi temel ihtiyaçlarını dahi karşılayamıyor. Hak , hukuk , adalet gibi kavramlar ise sloganlarda kaldı. Toplum artık ne sözlere , ne vaatlere inanıyor. Duyduğu her söz , inandığı her vaat yalan oldu.
Hal böyle olunca halk 22 yıldır ülkeyi yöneten siyasi iradeye ” Dur, yeter ! ” dedi ve son yerel seçimlerde desteğini çekerek ikinci parti durumuna düşürdü. Böyle bir durumda demokrasilerde olması gereken erken seçimdir. Mantık olarak halk ilçesini, şehrini yönetmek için yetki vermediği bir siyasi partinin ülkeyi yönetmesini ister mi? Halkın istemediği bir siyasi iktidar ” Yok ben ülkeyi zorla bir daha ki seçimlere kadar yöneteceğim” diyebilir mi?
Maalesef diyor işte. Ben halkın iradesini tanımıyorum, seçim de yapmıyorum deme cür’etini gösteriyor. Üstelikte yeniden anayasa tanımazlığın alt yapısını hazırlamaya çalışıyor. Neymiş efendim ” cumhurbaşkanlığı hükumet sisteminde erken seçim olmaz , seçimlerin yenilenmesi olurmuş”
Yok efendim o zamanda yazmaktan , konuşmaktan yorulmadık şimdi de yorulmayacağız. Yenilenme bir süreye, bir sürece bağlı bir işlemdir. Sonu açık bir süreç değildir. Seçimler yapılır, sonuçlar kesinleşir , görev başlar sonrasında yenilenme diye bir şey olmaz , olamaz. Böyle bir şey akla da mantığa da hukuka da uymaz. Seçim kesinleşmiş , görev başlamış, ülke yıllardır bu sonuca göre yönetiliyor , neymiş efendim görev tamamlanmak üzereyken cumhurbaşkanı seçimleri yenileyebilirmiş. Böyle şey olmaz. Muhalefet partileri böyle bir tartışmanın tarafı asla olmamalı.
Ha olur , nasıl olur? Geçen dönem anayasaya aykırı olarak aday olan Recep Tayyip Erdoğan’a ses çıkarmayan , göz yuman bir toplum olursa, muhalefet partileri sessiz kalırsa seçimin yenilenmesi yalanının arkasına saklanarak yeniden aday olur.
Temel sorun bu değil mi zaten? Gerek kişisel, gerekse toplumsal haklarımıza sahip çıkmamak ya da çıkamamak. Yasal ,anayasal haklarımızın gasp edilmesine sesiz kalmak. Asıl sorun bu işte! Muhalefet partileri artık sessizliğini bozmalı, özellikle de ana muhalefet partisi artık gür bir şekilde yasal ,anayasal haklara sahip çıkmalı, yasa , anayasa tanımazlığına sert bir şekilde dur demeli.