Akademisyenler başarılı birer yönetici olabilir mi?

tarafından
3009

Böyle bir soruya bir çırpıda cevap verebilmek mümkün değil; çünkü sorunun cevabı tek değil. Akademisyenler başarılı birer yönetici olabilir mi(?) olabilir. Her akademisyen başarılı bir yönetici olabilir mi(?) hayır, olamaz. Peki, akademisyenler başarılı birer yönetici olamaz denilebilir mi(?) hayır, böyle bir şey söylenemez. 
Öyleyse öncelikle akademisyen nedir? Yönetici nedir buna ayrı ayrı bakmak lazım.  Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlük’ de Akademisyen şu şekilde tanımlanmış; öğretim elemanı, öğretim üyesi.  Sözlüğümüzü incelemeye devam edelim öğretim elemanı nedir?  Yükseköğretimde eğitim öğretim faaliyetlerini yürüten öğretim üyesi, öğretim görevlisi ve araştırma görevlisi olarak tanımlanmış. Peki,   öğretim üyesi nedir? Yine sözlüğümüze bakalım; Yükseköğretimde görevli profesör, doçent ve doktor öğretim üyesi, akademisyen olarak tanımlanmış.
Şimdi de yönetici ne demek ona bakalım. Yine Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü ’nü karıştıralım. Tanım şu; Yönetme gücünü elinde bulunduran kişi, yöneten kişi, idareci. İdarecinin aynı sözlükteki tanımına bakalım. İdare eden, hoşgörülü. 

Görüldüğü gibi ilk bakışta her iki kavram arasında bir bağ kurmak oldukça zor hatta görev alanlarına bakınca ne alaka(?) denilecek bir durum.  Tabii bu arada kendi aralarında, görev alanları içerisindeki yöneticileri ayrı bir tarafa koymak lazım; dekan, rektör, bölüm başkanı vs. Bizim üzerinde durduğumuz konu görev alanı dışında yönetici konumunda olan akademisyenler.  

Örnek vermek gerekirse dev bir işletmeye atanan ekonomi profesörü o işletmeyi yönetme konusunda başarılı olabilir mi?  Pek sanmıyorum, ekonomik kararlar konusunda görüşlerine başvurulabilir, öneriler alınabilir hatta önerileri uygulanabilir; ama o şirketin yönetim kadrolarının tamamının onun yönetimine sunulması büyük hata olur.
Ancak o dev şirketin genel müdürlüğüne atanan ekonomi profesörü iş ve işletme hayatı konusunda tecrübeliyse; yani ticari hayatta yer almış, işletmelerin ilgili bölümlerinde çalışmış ve yöneticilik konusunda eğitim almışsa pekâlâ başarılı olabilir. 

Başka bir örnek üzerinde düşünelim. Mesela Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi alanında bir akademisyen ( Profesör) bir siyasi partinin genel başkanı olsun. Sizce o parti başarılı olabilir mi?Ancak bir siyasi parti genel başkanı Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi konusunda, bu alandaki akademisyenlerden görüş alarak, önerilerini değerlendirerek son derece başarılı olabilir. 

Örnekleri dilediğimiz kadar çoğaltmak mümkün. Burada bilinmesi gereken şey şu; akademisyen araştırır, bulur, öğrenir ve öğretir. Bilime ve insanlığa bilgi sunar. Yönetici ise üretilen bu bilgilerin ışığında çeşitli kaynakları bir araya getirerek ya da bir arada bulunan kaynakları kullanarak yönetim sürecini yürütür.
Bu konuda yorum yazmaktaki amacım elbette ki akademisyenleri kızdırmak değil. Sadece akademisyen ile yönetici arasındaki fark konusuna dikkat çekmek istedim. İkisi birbirinden çok ayrı kavramlar. İyi bir akademisyen iyi bir yönetici olur diye bir kural yok, olamaz da.Peki, böyle bir yorum yazmaya neden gerek duydum? Yerel seçimlerden sonra birçok belediyede, birçok göreve akademisyenler getirilmeye başlandı. Bence çok doğru olmayan bir uygulama. Süreç içerisinde sıkıntılara neden olabilir.
Bunun yerine akademisyenlerinde yer aldığı bir danışma kurulu oluşturulabilir. Ya da akademisyenlerden danışman olarak faydalanılabilir. Böylece akademisyenlerin bilime ve insanlığa hizmeti devam edeceği gibi bilim ve insanlık adına üretilen bilgilerden de belediyeler faydalanır. Haksız mıyım?