Kimi zaman öğrenciydik meydanlarda, kimi zaman işçiydik, fabrikamız olmadan sokaklarda. Kimi zaman öğretmendik okulsuz, öğrencisiz. Kimi zaman hukukçuyduk, hukuksuzluğa uğrayan, kimiz zaman sendikacıydık coplanan. Kimi zaman yazardık, kalemi elinden alınmaya çalışılan, kimi zaman ordudaydık, komutan. Kimimiz yaşlı, kimimiz genç. Kimimiz kadın, kimimiz erkek. Durmadık, duraksamadık sorunları hep birlikte yaşadık.
Koskoca bir yıl yaşanılan bunca olumsuzluktan sonra yeni yıla umutla bakabilmek çok zor. İktidarda olduğu sürece ülkenin temel sorunlarına çözüm üretmek adına hiçbir şey yapmayan AKP hükümetinin yeni yılda ülkenin sorunlarına çözüm üreteceğini beklemek hayalcilik olur. Paralı askerliğin işsizlik sorununa katkı sağlayacağını düşünen bir AKP gerçeği ile karşı karşıyayız. Başbakan’ın bir cezaevinde işlenen insanlık suçlarının hesabını sormak için cezaevini yıkmayı düşündüğünü unutmayalım. Böylesine trajikomik yaklaşımlarda olan AKP’nin hiçbir sorunu çözmeyeceği ya da çözemeyeceği açıktır.
Ben bu davada savcıyım, diyen bir başbakanın yargı bağımsızlığına katkı sunması düşünülebilir mi? Çocuğu için iş isteyen kadına “ ne yapalım senin çocuğunda işsiz olsun” diyen başbakanın bu ülkenin işsizlik sorununu çözeceğine kim inanır?
Anamız ağlıyor diye feryat eden çiftçiyi “ananı da al git lan buradan “ diyerek azarlayan başbakana çiftçiler nasıl güvenecek? Bu ve bunun gibi soruları çoğaltmak mümkün. Sorular listesi oldukça uzun.
Halk artık birçok şeyin farkında… Laf ile peynir gemisinin yürümediğini çok iyi görüyor. Demokrasi adına, demokrasinin katledildiğinin, hukuk adına hukuksuzluğun meşrulaştığının, özgürlükler adına kişi ve kurumların özgürlüklerinin yok edildiğinin farkındadır. Yapılan anayasa değişikliğinin altında yatan gerçekleri çok rahat görebilmektedir.
Birde çokbilmiş aydın, yazar, siyasetçiler toplumu rahat bıraksa inanın her şey çok daha güzel olacak. Son günlerde bazı yazar ve siyasetçiler ,kişileri hedef seçerek partileri eleştiriyorlar. Yaptıkları şey, çok büyük hatadır. Taşın atıldığı yere değil, taşın düştüğü yere bakmak gerekir. Kişileri hedef seçerken, partilere zarar verdiğini göremeyecek kadar gözlerini öfke bürümüş bu insanlar kaybedilecek bir seçimin vebalini taşıyamaz. Önümüzdeki seçim ülkemiz adına kırılma noktası oluşturacaktır. Bunu sokaktaki insanlar dahi görürken, ne yazık ki bazı yazar ve siyasetçiler görememektedir. Umarım bu kişiler biraz daha aklıselim, biraz daha duyarlı davranmaları halinde bu halkın AKP’yi sandığa gömeceğini görürler.
Ulus Gazetesi 3.1.2011
