Çok tehlikeli bir süreç yaşanıyor

tarafından
538

Bugün yaşanılanlar basit bir iktidarda kalma , siyasi konumunu koruma çabası değil, bunun çok çok ötesinde bir durum. Ve bu sanıldığı gibi cumhur ittifakının ; Devlet Bahçeli’nin çağrısı,Tayyip Erdoğan’ın desteklemesi ,Abdullah Öcalan’ın sahip çıkması , PKK’nın silah bırakmaya hazır olduğunu bildirmesi, DEM’in demokratikleşme söylemiyle oradan oraya koşuşturması süreci de değil.

Bütün bu çabaların demokratikleşme , silahların susması , ölümlerin bitmesi vs amacı taşımadığını belki de bu süreçte rol kapmaya çalışan aktörlerden başka herkes görüyor , anlıyor. Bir ülkede açlık ,sefalet diz boyu iken, hukuk ayaklar altına alınmışken, ana muhalefet partisi cumhurbaşkanı adayı toplumun makul görmediği gerekçelerle tutuklanmışken, ana muhalefet partisinin en güçlü olduğu , en iyi hizmet ürettiği belediyelerin başkanları haksız , hukuksuz şekilde görevlerinden alınarak cezaevlerine kapatılırken, anayasa mahkemesi kararları tanınmazken, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kararlarına uymak yasal zorunluluk olmasına rağmen uyulmuyorsa kim , hangi demokratikleşmeden bahsediyor? Ve bu süreci kimler yönetiyor ya da yönetmeye çalışıyor?

Siyasi tutarsızlık abidesi Devlet Bahçeli, koltuk kaybetme korkusu yaşayan Recep Tayyip Erdoğan, 50 bin insanın ölümünden sorumlu Abdullah Öcalan, Türkiye Cumhuriyeti devletine “Abdullah Öcalan tutsaktır, muhatabınız biziz “diyen PKK’mı? Bunlar mı ülkenin demokratikleşmesini , özgür, güvenli , çağdaş bir ülke olmasını sağlayacak?

Aslında tarafların söylemlerine bakınca amaç net olarak ortaya çıkıyor. Ne diyor Tayyip Erdoğan “Türk, Kürt, Arap eğer bir aradaysa, birse, beraberse işte o zaman Türk vardır, Kürt vardır, Arap vardır.” Devlet Bahçeli ne diyor? ” Bir Cumhurbaşkanı yardımcısı Kürt diğeri de Alevi olsun.” ABD Büyükelçisi Tom Barrack ne diyor? ““Güçlü ulus devletler İsrail için bir tehdittir”

CIA eski Türkiye şefi, Paul Bernard Henze’nin 2006’da Beyaz Saray’a sunduğu Türkiye raporunda ne diyordu hatırlayalım? “Türkiye’nin bu şekliyle, Amerikan politikalarının yanında olacağından emin olamayız.Ülkeyi kuranlar, denetim mekanizmasını çok sıkı tutmuşlar. Hükümeti ikna ettiğimizde Meclis; Meclis’i ikna ettiğimizde, ordu; orduyu ikna ettiğimizde yargı karşımıza geçebiliyor.Eğer Amerika’nın çıkarı Türkiye’de bir federal devlet kurulması ise mutlaka ve öncelikle yargı, ordu, Meclis ve hükümeti tek elde toplayan başkanlık rejimine geçilmelidir. Bir kişiyi ikna etmek, birbirini denetleyen yapıyı ikna etmekten çok daha kolay olacaktır. Eğer o bir kişi Amerikan çıkarlarını yardım etmek konusunda tereddüt ederse, bir kişi üzerine kurulmuş yapıyı yıkmak Amerika için sorun olmaz.

Bu sözler nihai hedefi yeterince açıklamıyor mu? Süreç nihai hedefe adım adım ilerlemiyor mu? Evet, nihai hedef için adım adım ilerleniyor. Hedef güçlü ulus devleti, hedef üniter yapı. Yani Türkiye…