Öylesine bir döneme tanıklık ediyoruz ki; korkunç kelimesi yanında sevimli kalıyor. Bir toplumun sahip olduğu tüm kazanımlar yok edilmeye çalışılırken insanlara en büyük acılar yaşatılıyor.

Bu ülkenin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk “Cumhuriyet” için “Cumhuriyet bilhassa kimsesizlerin kimsesidir” diyerek Cumhuriyetin toplum adına güvencesini açıklamıştır.
Cumhuriyet dönemi Adalet Bakanı Mahmut Esat Bozkurt ise hukuk devrimi sürecinde yeni yasalar çıkartılırken “Savcılar” için “Cumhuriyet Savcısı” ifadesinin yer alması gerektiğini söyler. Çeşitli tepkiler oluşur konu Atatürk’e taşınır ve Atatürk Mahmut Esat Bozkurt’dan izah ister. Mahmut Esat Bozkurt’un izahı ” Devletin her kademesinde olanlar yanlış yapabilirler. Hukuk dışına çıkabilirler. Onlara millet, devlet ve ikisini de kucaklayan cumhuriyet adına hesap soracak olan savcılardır. Onun içindir ki sadece savcılar için “Cumhuriyet Savcısı denilmelidir” der. Atatürk’ün cevabı ise çok kısa ve net bir şekilde ” Devam et Bozkurt ” olur.
Bu iki büyük devlet adamının ifade ettiği gibi Cumhuriyet bu ülke vatandaşlarının sınıfı,dili, dini, ırkı, siyasi görüşü ,hiyarerşik yapısı ne olursa olsun güvencesidir. Cumhuriyetin güvencesi de Cumhuriyet Savcılarıdır.
Son cümlelerimi yazarken maalesef içim acıdı. Kimsesizlerin ve cumhuriyetin koruyucusu olması gereken cumhuriyet savcıları maalesef bugün sabıkalı suçluların sözde itiraflarıyla Cumhuriyet Halk Partili Belediye başkanları hakkında soruşturmalar başlatıyor, bakanlık jet hızıyla görevden alıyor. Uydurma iddialarla Cumhuriyet Halk Partili Milletvekilleri için dokunulmazlık fezlekesi hazırlanıyor. Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı için dahi fezleke hazırlama cür’etinde bulunuyorlar. Ve ne yazık ki müdahalede bulunması gereken kişi ve kurumlar adeta bu savcıları koruyor, kolluyor.
Geçmişte benzer hatalar yapılmış sonrasında Allah af etsin yanıldık denilmişti. Bu dönem çok daha kötü , çok daha yanlış işler yapılıyor artık kimsenin “Yanıldık” deme şansı yok. Gazeteciler tutuklanıyor, televizyonlar kapatılıyor, muhalefet partilerinin milletvekilleri, genel başkanları tutuklanıyor. Muhalif kadınlar, gençler tutuklanıyor,sivil toplum aktivistleri tutuklanıyor. Anayasa mahkemesi kararlarına rağmen tutuklu milletvekilleri salıverilmiyor. İnsan hakları mahkemelerinin kararlarına uyulmuyor.
Nerede kaldı bu kimsesizlerin kimsesi olan cumhuriyetin koruyucu kollayıcısı savcılar. Yok mu gücünü yasalardan, anayasadan alan , hukuksuzluğa, yasa dışılığa, anayasa tanımazlığa dur diyecek cumhuriyet savcılarımız?
