Bu ülkede yaşamak artık zül oldu. Nedenleri de oldukça fazla. Toplumsal ve bireysel özgürlükler tehdit altında mesela, mesela kimin ne zaman tutuklanacağı hapse atılacağı belli değil. Tutuklananların ise ne zaman salıverileceği hiç belli değil.

AİHM kararlarına rağmen Selahattin Demirtaş’ın, Anayasa hükümlerine rağmen Millet Vekili Can Atalay’ın tutukluluklarının devam ediyor olması,  Anayasa ve Basın Kanununa göre asla tutuklanmaması gereken Merdan Yanardağ’ın tutukluluk halinin sürmesi örneklerinde olduğu gibi.

Şimdi diyeceksiniz ki “ Bunlar yeni mi oluyor ? AKP iktidarı döneminde hep yaşadık, hep yaşıyoruz bu tür olayları” doğru haklısınız; ama bu kez farklı. Bu kez yasaları, anayasayı tanımazlık had safha da olduğu gibi, bir yandan da anayasayı değiştirme hazırlıkları yapılıyor.

Bunu her fırsatta “ Yeni, demokratik bir anayasa, vesayetçi anayasayı özgürleştirme vs gibi “ söylemlerle dile getirdikleri gibi, gerek hükümet ortakları HÜDAPAR, gerek Yeniden Refah Partisi, gerek diyanet işleri başkanlığı, gerekse çeşitli tarikatlar, cemaatler kanalıyla kamuoyunun gündemine taşıyorlar.

Bu arada ülke ekonomisi ne durumda? Felaket! Belki de son yılların en kötü dönemi yaşanıyor. Yanlış ekonomik politikalar sonucu yükselen dövizin bedeli halka ödettiriliyor. Yaşanan enflasyonun bedeli yine halka ödettiriliyor. İşsizlik almış başını gidiyor. Yakın zamanda yaşanan büyük depremlerle ortaya çıkan sorunlar çözülmedi ,çözülemedi. İnsanlar söz verildiği gibi evlerine taşınmayı bırakın kiralık ev bulamadıkları gibi (artan fiyatlar nedeni ile) yaşadıkları çadırlarda su bulamıyorlar.

Adliyelerde sorunlarını çözemeyen halk kendi yöntemlerini kullanmaya başladı sonuç; kavga, çatışma, cinayet… Mafya bu iktidar döneminde öylesine güçlendi ki devlete kafa tutar hale geldi.  Mafya liderleri sosyal medyalarda içişleri bakanını tehdit etme noktasına ulaştı. En son dün akşam İstanbul Kâğıthane’de uyuşturucu satıcılarına operasyon düzenleyen polise uzun namlulu silahlarla karşılık verildi.

Bu nasıl devlet yönetimi? Ekonomik istikrar yok, yargıya güven yok, özgürlükler tehdit altında, mafya devlete kafa tutuyor, uyuşturucu satıcıları polise ateş açıyor hatta öldürüyor. Bunun sorumlusu kim? İnsanlar açlıktan intihar ediyorsa, mafya devlete kafa tutuyorsa, depremlerde, sellerde insanlar ölüyorsa, yaralılarına devlet sahip çıkamıyorsa gerçekten artık ülkede yaşamak zül haline gelmiş demektir.

Ya bunlar gitmeli ya da bunlar gitmeli, yoksa bu halka huzur da yok, refah da…