Ağız alışkanlığı işte kusura bakmayın, hükumet dediğim şey Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan. Ortada hükumet mi var? Sadece bir Cumhurbaşkanı ile onun emir ve talimatlarını yerine getiren bakan ve bürokratlar var. Bakmayın öyle siz bakan açıklamalarına, vali genelgelerine o ne derse o olur. Hiç kimse de onun olurunu almadan hiçbir şey yapmaz, yapamaz.

Gelelim konumuza, Cumhurbaşkanı kamu kurumlarının; yani belediyelerin daha doğrusu CHP’li belediyelerin yaşadığımız olağanüstü süreçte ihtiyaç sahiplerine yaptığı, yapacağı yardımlara neden engel oluyor ya da olmak istiyor, engel olamadığı yerlerde de asgariye düşürmeye çalışıyor? Cevap basit; muhalefet partileri ile halkın yakınlaşmasını istemiyor. Halkın, on yıllardır AKP yönetiminde olan belediyelerin hizmetlerini, birer yılını henüz doldurmuş olan CHP’li belediyelerin hizmetleriyle karşılaştırmasını istemiyor. Hatta henüz birer yılını yeni doldurmuş belediyelerin hizmetlerini 20 yıllık iktidarın hizmetleriyle karşılaştırmasını istemiyor.
Çünkü fark açık ve net; 10, 15, 20, 25 yıl süreyle AKP’li belediye başkanlarının yönettiği şehirler plansız kentleşme ile beton yığınlarına dönüşmüş, alt yapıya gereken önem verilmediği için insanların yaşam kalitesi düşmüş, kaynaklar doğru ve yerinde kullanılmadığı için de belediyeler borç batağına gömülmüş…
Oysa şimdi öyle mi? 10,15, 20, 25 yılda borç batağına gömülmüş belediyeler el değiştirince bir yıl içerisinde neredeyse borçları sıfırlayıp artı bakiye vermeye başladı. Peki, CHP’li belediye başkanları bunu nasıl başardı? Ellerinde sihirli değnek mi var? Yoksa olağanüstü zekâya sahip, üstün yetenekli insanlar mı? Hayır, bunların hiçbiri değil; sadece kaynaklarını doğru kullanmaya başladılar, harcamalarda tasarruf yapıp, lüksten, şatafattan uzak durdular. Ha bir de gereksiz harcamalardan vazgeçip, yandaş vakıflara, derneklere, tarikatlara açılan muslukları kapattılar. Sonuç ortada.
Yaşadığımız koronavirüs salgınında da aynı şey oldu. 20 yıldır iktidarda olan AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan halkına hiçbir güvence veremediği gibi halktan yardım istedi. Üstüne üstlük CHP’li belediyelerin yardım kampanyalarına engel olmaya çalıştı. Tüm bunlara karşın CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu çıktı “ Hiç kimse merak etmesin CHP’li belediyeler halkın yanındadır, sonuna kadar da yanında olacaktır. CHP’li belediyelerin olduğu yerlerde hiçbir vatandaşımız aç kalmayacak, açıkta kalmayacak” dedi. Bunun sonucunda da vatandaş CHP’ye inandı, güvendi ,CHP’li belediyelere bağışlar yağmaya başladı. İşte Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı rahatsız eden şey bu oldu. Bir yıllık belediyelere 20 yıllık iktidardan fazla güvenilmesi, belki de iktidara yapılacak yardım ve bağışların CHP’li belediyelere yapılacak yardım ve bağışların gerisinde kalacak olması. İşte bunu göze alamadı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan. Bunun için CHP’li belediyelerin bağış hesaplarına bloke koydu. Bunun için 20 yıldır hizmet veren aş evlerinin dahi hizmet vermesini engellemek istedi.
Peki, ne oldu? Durdu mu CHP’li belediyelerin ihtiyaç sahiplerine hizmetleri? Engel olabildiler mi örgütlerin, gençlik kollarının, kadın kollarının durmadan, dinlenmeden çalışmalarına? Hayır! AKP’nin tüm engellemelerine rağmen CHP’li belediyeler hizmette öncü olmaya, örgütler, gençlik kolları, kadın kolları sahalarda var güçleriyle çalışmaya devam ediyorlar. Bu ne demektir biliyor musunuz? İktidarın ayak sesleridir. CHP iktidara yürüyor. Ankara, İstanbul, Adana gibi şehirlerin birer yıllık hizmet süreci AKP’nin 20 yıllık algı imparatorluğunu yerle bir etti. Halk sosyal belediyeciliğin ne olduğunu hatırladı. Sosyal devletin nasıl olması gerektiğini anladı.
İşte CHP’li belediyelerin hizmetlerini engellemek istemelerinin temel nedeni bu, yardım kampanyalarının önünü kesmek istemelerinin nedeni bu. Ve işin garibi halkın bunu anladığını ve farkında olduğunu anlamıyorlar. Halkın gönlünü kazanmak yerine; CHP’nin hizmetlerini engelleyerek halkı mağdur ettiklerini ve halkın AKP’den hızla uzaklaştığını göremiyorlar; yani bir anlamda sonlarını hazırlıyorlar farkında değiller…