
Son günlerde terör örgütüne aman vermeyeceğiz, inlerine gireceğiz, yuvalarını dağıtacağız vs. sözlerini sıkça tekrar ederek, Fırat’ın doğusuna girileceğini açıklayan Recep Tayyip Erdoğan’ın söylemlerine kuşkuyla yaklaştığımızı, gerçek amacın ekonomik sıkıntılar içerisinde kıvranan halkın, ülkede tıkanan siyasetin dikkatini başka yönlere çekmek olabileceğini belirtmiştik. Bir de eklemiş “ Suriye’de ya da Irak’ta veya başka bir orta doğu ülkesinde ABD’nin izni ve oluru alınmadan PYD’ye operasyon yapılamaz“ demiştik. Gerekçesini de ABD’nin PYD için benim müttefikim demesiyle PYD ile hemen her bölgede yan yana olmasıyla açıklamıştık; yani PYD’ye operasyon yapmanın ABD’ye operasyon yapmak demek olacağını söylemiştik.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın günlerdir gireriz, geçeriz, vururuz kimse engel olamaz söylemlerinin ardından bugün (dün) yaptığı açıklamalarla kuşkularımızda ve iddialarımızda haklı olduğumuzu gördük. Amaç PYD’ye operasyon yapmak falan değil; amaç gündem değiştirmek, gelişen olaylardan bir kahramanlık öyküsü çıkararak belki de bir erken seçimin alt yapısını hazırlamak.
Bir ülke ve bir cumhurbaşkanı düşünün: başka bir ülkeyi, kendi ülkesindeki terör olaylarını gerçekleştirmekle suçladığı terör örgütünü korumakla, kollamakla hatta silah yardımı yapmakla suçladığı ülke ile o terör örgütüne karşı mücadele verecek(!) Güldürmeyin insanı…
Şimdi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan PYD’ye terör örgütünün uzantısı demiyor mu; diyor. ABD için PYD’ye silah da dahil her türlü yardımı yapıyor demiyor mu; diyor. ABD PYD için benim orta doğudaki en önemli müttefikim demiyor mu; diyor.
Peki, nasıl olacak şimdi? Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bugün (dün ) yaptığı açıklamada “ Amerikalılarla birlikte bir harekat merkezi kurulacak, süreç birlikte yürütülecek “ diyor. Bu şu demektir; bölgede atılacak her adımın kontrolü ABD’de olacak. Peki, Recep Tayyip Erdoğan PYD’yi koruyup kolladığını, her türlü yardımı yaptığını bildiği ABD’ye nasıl güvenecek? PYD’ye karşı nasıl mücadele verecek? Dahası böyle bir girişimin amacının terörü bitirmek olduğunu kime, nasıl anlatacak? Buna kim, nasıl inanacak?