Hala hiçbir şeyin farkında değiller. Yolun sonu görüldü. Uygulanan yanlış ekonomik politikalar, alınan yanlış siyasi kararlar, dış politikada izlenen yanlış yol sonlarını getirdi.
Halk büyük sıkıntılar yaşarken saraylardaki şatafatlı yaşam, yandaşlara çekilen kıyaklar, mahkemelerde yaşanan adaletsizlikler, her gün biraz daha ağırlaşan yaşam koşulları ülke insanının siyasal tercihlerinin değişmesine neden oldu. Artık din temelli, milliyetçilik söylemli siyaset prim yapmıyor.
Bu ikisi ; yani din temelli siyaset ile sırtını cemaatlere, tarikatlara dayayan diğer taraftan da modernlik görüntüsü vermeye çalışan AKP artık prim yapmıyor. Milliyetçiliği dilinden düşürmeyen MHP ise sürekli tavır değişikliğinde olması,dün dediğini bugün inkar etmesi, dün şiddetle karşı olduğu AKP ile uzun yıllar kapalı koalisyon kurması, en sonunda da asılması için meclise idamlık ip attığı Abdullah Öcalan’ı meclise davet ederek, DEM ile işbirliğine girişmesi bugüne kadar ki sözde sahip olduğu milliyetçilik çizgisinin tamamen çökmesine neden oldu.
Yani artık gerçek milliyetçiler Devlet Bahçeli’nin milliyetçiliğine inanmıyor, milliyetçi çizgide siyaset yaptığına ya da yapacağına dair hiçbir umutları da yok.
Hal böyle olunca cumhur ittifakının da çökmek üzere olduğunu söylemek yanlış olmaz. İnanılırlığını ve güvenilirliğini tamamen yitirmiş iki partinin iktidarda kalabileceğini zannetmek ancak siyaset sosyolojisinden bir haber olanların işidir.
Bugün açıklanan anket sonuçlarına göre ana muhalefet partisi CHP’nin yüzde kırkları aşması , iktidar partisi AKP’nin yüzde yirmi sekizlere gerilemesi ve sürekli düşüş eğiliminde olması cumhur ittifakının artık yolun sonuna geldiğinin açık ve net göstergesidir. Bunu herkes anladı , herkes görüyor. Anlamayan ve görmeyen sadece iki kişi.
Ve bu iki kişiden biri sahip olduğu tüm yetkileri iktidarda kalabilmek adına yasalara , anayasaya ve uluslararası sözleşmelere aykırı olarak kullanmaya çalışıyor diğeri de ona tam destek veriyor. Türk siyaset tarihinde görülmemiş bu uygulamalardan devlet zarar görüyor, bürokratlar zarar görüyor , memurlar zarar görüyor ve tabii ki halk zarar görüyor.
Bu böyle gitmez , gitmemeli. Halk şu an gergin deprem fay hatları gibi. İnsanlar mutsuz, insanlar gelecekten umutsuz ve ne yazık ki devlet kurumlarına özellikle de yargıya güvenleri kalmamış durumda. Ana muhalefet partisi cumhurbaşkanı adayının, ana muhalefet partisi belediye başkanlarının , meclis üyelerinin maddi deliller olmadan ,tutuklanma koşulları oluşmadan tutuklanmaları ve görevlerinden alınmaları , son olarak Yeliz kod adlı AKP Milletvekili Ahmet Hamdi Çamlı’nın cumhuriyetin ilanını ” 1923 darbesi” olarak ifade etmesi ve buna cumhurbaşkanının , ortağı Devlet Bahçeli’nin ve cumhuriyet savcılarının sessiz kalması yargıya olan güveni iyice düşürdü.
Toplum gerildikçe gerildi. Artık buna bir son vermek gerekiyor. Bunun yolu erken seçimdir. Halk erken seçim istiyor, halkla inatlaşmak olmaz. Halka hiçbir güç karşı koyamaz. Halkın talebini görmezden gelenler bunun hesabını halka verir…
