Milletin helal oylarının istismar edilmesine izin vermeyiz

tarafından
431

Dün itibariyle Süleyman Soylu tarafından dilimize bir söz daha kazandırıldı “ Helal oy”.  Hani helal kazanç, helal et, helal tavuk hatta helal şampuan duymuştum; ama “helal oy” sözünü ilk defa duyuyorum.

Peki, nedir helal oy? Önce isterseniz “helal “ sözcüğünün sözlük anlamına bakalım.  TDK Sıfat olarak iki şekilde açıklamış. Birincisi “Dinin kurallarına aykırı olmayan, dinî bakımdan yasaklanmamış olan, haram karşıtı”. İkincisi “Kurallara, geleneklere uygun” . Bir de zarf ve isim olarak açıklanmış. Zarf olarak tanımını”  Kurallara, geleneklere uygun olarak:  Helal kazanılmış para”, isim olarak da “mecaz Nikâhlı eş.”  olarak tanımlamış. Burada isim ve zarf durumu konumuzun dışında gelin biz sıfat halinin altını çizelim ve “ oy”  sözcüğünü inceleyelim; kaynağımız her zamanki gibi TDK olsun.

TDK “ oy “ sözcüğünü isim olarak üç ayrı şekilde tanımlamış. Birincisi” Bir toplantıya katılanların, bir sorunla ilgili birkaç seçenekten birini tercih etmesi, rey” .  İkincisi” Bu tercihi belirten işaret, söz veya yazı”. Üçüncüsü de “  Seçimlerde kişinin herhangi bir aday veya partiye ait yaptığı tercih”. Bu üç tanımdan sadece son tanım bizi ilgilendiriyor. İlk ikisi konumuz dışında.

Şimdi “ Helal oy “ konusuna dönelim.  Belirli çevrelere göre tanımı da, durumu da belli. Kendisinin oy verdiği siyasi partiye oy verilirse helal, diğer partilere oy verilirse helal değil.  Süleyman Soylu’ya göre HDP’ye verilen oylar helal; ama HDP oyları istismar ediyor, nasıl oluyorsa bu?  HDP belediyeleri kazanıyor, AKP iktidarı belediye başkanlarını görevden alıyor kayyım atıyor. Tekrar seçim oluyor HDP belediye seçimlerini tekrar kazanıyor. AKP tekrar HDP’li belediye başkanlarını görevden alıyor, kayyım atıyor.

Burada; yani Süleyman Soylu’nun ifadesinde bir yanlışlık var. Bir kere “oy”  helal ya da helal değil diye tanımlanamaz.” Helal ya da helal olmayan oy” diye bir şey olmaz. Ancak bir an Süleyman Soylu penceresinden bakılsa bile yine yanlış kullanılmış bir cümle; çünkü helal oylarla seçilmiş bir belediye başkanının koltuğu da, makamı da, görevi de helaldir.  

Ee o zaman sorun ne? Helal oylarla seçilmiş, makamları helal, görevleri helal belediye başkanlarını nasıl görevden alıyorsunuz?  Peki, sizin yaptığınız haram değil mi?

Şimdi, konuyu neden bu kadar uzattım ve neden bu açıdan değerlendirmeye çalıştım? Bildiğiniz gibi AKP sözde dindar kişilerden oluşan, ortaya çıkan her sonucu dini terimler ile açıklamaya çalışan, kamuoyunun dini inançlarına en üst düzeyde istismar ederek, en kötü durumda bile taksirat, kader, Allah’ın emri gibi söylemlerle işin içinden sıyrılmaya çalışan, çoğu zaman da başarılı olan bir parti.

HDP’li belediye başkanlarının görevden alınmasında da bu yola başvurmuşlar; ancak olmuyor. Gördüğünüz gibi artık hataların, kusurların, suçların üzerini artık  dini terminolojilerle de örtemiyorlar.  Demem o ki artık olumsuzluklarına ne yasal ne de dini kılıf bulamıyorlar.