Yazık oluyor bu ülkeye, bu ülke insanına.  Bu toplum çatışma, sürtüşme, kavga istemediğini 31 Mart yerel seçimlerinde ülke genelinde, 24 Haziran seçiminde ise İstanbul özelinde ortaya koydu. Toplumun bu yöndeki beklentilerini öngöremeyen AKP/ MHP ittifakı yerel seçimlerde ağır bir yenilgi yaşamasına rağmen ne yazık ki aynı tutumunu sürdürme konusunda ısrarcı davranıyor.

Yerel seçimlerde kaybettiği tüm belediyeleri bugün fetöcülerle, PKK’lılarla işbirliği yapmakla suçlayarak toplumu nasıl bir ayrıştırma, nasıl bir çatışma içerisine sürüklediğinin farkında olmayan AKP iktidarı aslında kendi sonunu hızlandırdığının da farkında değil.   

Dünyanın hiçbir demokratik ülkesinde seçilmiş belediye başkanları siyasi iktidarın iradesiyle görevden alınamaz. Böyle bir şeyin asla gerekçesi olamaz. Dün sabah( 19 Ağustos) görevden alınanlar üç ilin HDP’li belediye başkanları değil, üç ilin millet iradesidir. Üç ilde milletin yok sayılmasıdır. Üç ilde demokrasinin askıya alınması, siyasi darbe yapılmasıdır.

Bu tür adımlar siyasi iktidara hiçbir şey kazandırmaz; ancak çok şey kaybettirir. Toplumun siyasi iradeye olan güvenini sarsar, demokrasiye olan inancını tüketir. Bunun sonucunca toplumsal huzursuzluklar artar, toplumsal gerilim tırmanır ve ülke bilinmezliklere sürüklenir.

AKP yanlış yoldadır. Yerel seçimlerde kaybettiği millet desteğini bugün millet iradesini yok sayarak yeniden kazanamaz. Ve AKP’nin bugün yaptığı yanlışları alkışlayan dalkavuklar bilmeliler ki tarih önünde en az yanlışları yapan AKP kadar sorumlu olacaklardır.

Unutulmasın ki gücünü haktan ve halktan almayan hiçbir otorite varlığını sürdüremez. Gün gelir yok saydığı millet iradesi önünde hesap vermek zorunda kalır.