
Çeşitli konularda toplumsal tepkiler oluşmaya başladığında ya da siyasal dalgalanmalar oluştuğunda her zaman yaptığı şey; ABD’ye kafa tutuyor görünmek, sınır ötesi operasyonları gündeme almak. Her şeyi göze aldık, bu operasyonlar yapılacak diyerek meydanlara çıkmak.
Peki, böyle bir şey mümkün mü? Yani ABD’nin Ortadoğu’daki müttefikim dediği PYD’ye ABD’nin izni olmadan operasyon yapabilir mi? Bence yapılamaz. Birincisi PYD Suriye’de ABD kuvvetleri ile yan yana; bu demektir ki Suriye’de PYD’ye karşı yapılacak operasyonda karşımızda ABD kuvvetleri var. Bu demektir ki PYD’ye yapılacak operasyon ABD’ye karşı yapılacak operasyona dönüşebilir. Böyle bir şey yapılabilir mi? Zor…
Ne yapılabilir? ABD ile anlaşılır. ABD, PYD bölgeden çekilir. Bölgeye göstermelik sınırlı bir operasyon yapılır, sonra ABD ile Rusya’nın belirleyeceği alanlarda, sınırlı bir güvenli bölge oluşturulur. Böylece ABD Türkiye’ye karşı kullanacağı PYD kartının her zaman elinin altında olmasına zemin hazırlamış olur. Rusya o bölgedeki sorumluluğu Türkiye’nin üstüne yıkmış olur. Türkiye’de kamuoyunda oluşan algı ile uzun bir süre yaşanan sorunları unutur; hayat pahalılığı gibi, işsizlik gibi…
Peki, sonra ne olur? Basit bir yerel seçimi beka sorunu olarak adlandıran, İYİ Parti ile CHP ittifakını terör örgütleriyle ittifak olarak yaftalayan Devlet Bahçeli İle Recep Tayyip Erdoğan aynı suçlamaları yüksek dozda sürdürür. Gelen her şehit haberinde milli ve dini duygular en üst seviyede istismar edilir. Yapılacak kamuoyu yoklamalarının sonucuna göre erken seçim gündeme alınabilir.
Kısacası böyle bir operasyonun nihai hedefi erken seçim olabilir. AKP kan kaybediyor. AKP içerisinden her an koparak yeni parti kurma çalışmalarına katılmaya hazır milletvekillerinin varlığından bahsediliyor. Ekonomik veriler ortada. Ekonomik beklentiler ortada. AKP’nin bir çıkış yolu aradığı da ortada. O zaman böyle bir seçenek her zaman var demektir.